Carson McCullers yirmi üc yasinda yazdigi Yalniz Bir Avcidir Yürek adli romaniyla ABDdeki edebiyat cevrelerinde adini duyurmus ve gercek oldugu kadar karamsar da olan bir varolus felsefesi iceren yapitlariyla okuru, insanlik durumunun temelindeki ruhsal yalnizligin derinlikleriyle tanistirmistir. Küskün Kahvenin Türküsünde ise daha önceki romanlarinin ortak temasi olan sevgi felsefesini daha da gelistirerek sevginin dogasina iliskin gercek bir kurama dönüstürür. Kitapta yer alan alti öyküde de yalnizliklarini duyumsayan karakterlerle karsilasiriz. Cocukluktan genc kizliga gecis sancilarini yasayan bir kiz... Yabanci bir ülkede yasayan ve sevgisizligin ne denli aci verecegini gec anlayan bir erkek... Yasamini biraz olsun tekdüzelikten kurtarmak icin hayalinde farkli bir yasam sürdürmeye calisan bir müzik ögretmeni... Carson McCullersin usta kaleminden, bir sevgi dilini yaratan ve derinlemesine hisseden kahramanlarin öyküsünü anlatir Küskün Kahvenin Türküsü .
... Bir seven vardir, bir de sevilen. Ama bunlar baska baska beldelerin insanlaridir. Sevilen cogu zaman sevenin icinde uzun zamandir sakli duran sevgi icin yalnizca bir uyaricidir... En siradan birisi coskun, atesli ve batakliktaki zehirli zambaklar kadar güzel bir sevginin nesnesi olabilir...
